Çağın Hastalığı: Mükemmeliyetçilik
Mükemmel olmalıyım. Her şey kusursuz olmalı. Her şey mükemmel olmalı.Mükemmel olmalı mıyım? Her şey kusursuz olmalı mı? Her şey mükemmel olmalı mı? Mükemmeliyetçilik...
Olmalı mı gerçekten? Her şey mükemmel olmalı mı? Yerli yersiz bir şeyleri mükemmel yapmaya çalışırken daha önemli, daha hayati şeylere yeteri kadar zaman ayırabiliyor muyuz? Kendimize, sevdiklerimize, çevremize neler katıyor mükemmeliyetçilik veya neleri götürüyor? Her şey mükemmel olmalı kaygısı ile boğuşurken neler uçup gidiyor avuçlarımızdan.
Depresyon, panik atak, anksiyete bozukluk... Nereden çıktı geldi ki bu hastalıklar? Büyük küçük demeden herkesi nasıl da sardı. Peki ne oldu, hayatımızda neler değişti de bu hastalıklar yaygınlaştı? Belki geniş başlıklara yayabiliriz bu sorunun cevabını; belki de tek bir başlık altında toplayabiliriz:
MÜKEMMELİYETÇİLİK
Şimdi tekrar soruyorum: Her şey mükemmel olmalı mı?Mükemmel bir ev, mükemmel bir araba, mükemmel kıyafetler, mükemmel davranışlar, mükemmel yemekler, mükemmel koltuklar, mükemmel televizyonlar, mükemmel telefonlar. Gerçekten insan olarak ihtiyaç duyduğumuz şeyler mi bunlar yoksa bir duygusal açlığın madde ile dışarı yansıması mı? Daha fenası biblo gibi duran mükemmel çocuklar!! Paçasına çamur bulaşmamış, üzerine meyve suyu dökülmemiş çocuklar.
Mükemmel olarak sıfatlandırdığım bu kavramlar ve daha bir çoğu bu şekilde mükemmeli ifade etmiyor bana göre. Çünkü içerisinde his yok, duygu yok, gerçeklik yok, yaşanmışlık yok. Maddenin esir aldığı bir toplum olduk maalesef. Elbette ki insani isteklerimiz ve ihtiyaçlarımız var mutlaka. Daha iyiyi daha güzeli istemek insanoğlunun doğasında var. Ama içinde bulunduğumuz yüzyılın bize dayattığı mükemmeliyetçiliği, maddeciliği bir tarafa bırakıp insanın özüne dönmeli. Sahip olduğumuz değerleri bu kargaşa ortamında kaybediyoruz.
Mükemmellik sıfatı manayı kaybeder, duyguyu kaybeder, hissi kaybeder. Mükemmel görünmeye, mükemmelmiş gibi davranmaya çalışırken insan aslında kendini kaybeder. Ve oldukça da yıpranır. Evin her köşesi her daim mükemmel görünmeyebilir. Sürekli bir düzen kaygısı rahatsız eder insanı. Elbette ki her şeyin savruk-saçık olmasını savunmuyorum. Aslan yattığı yerden belli olur demiş atalarımız. Ancak bunu sürekli bir düzen kaygısı içerisinde yaşamak, evinde, işinde, sokakta, dolmuşta, her yerde hem kişinin kendisini, hem de etrafındakileri yorar ve sıkar.
Bir şeyleri illaki mükemmel yapmaya çalışırken, kaçırdıklarımız veya kaybettiklerimiz arasında bir denge kurmalı aslında. Hayatı anlamlandırarak yaşamak, mükemmeli yaşamaktan âlâdır. Özünde insanız ve mükemmel bir yaradılışa sahibiz. Bunu maddesel değerlerle kaybetmek yerine kendimize ve çevremize yansıttığımız enerji ve bilgi birikimi ile varoluş amacımıza da yaklaşmış oluruz.
Sevgiyle kalın.
Yazar Hakkında: Merhabalar. Adım Nahide Zereyak. En Nefis Tariflerim Blogun sahibesi ve yazarıyım. İşletme fakültesi mezunuyum. Adana'da yaşıyorum. 3 çocuğumun annesi ve mufağımızın aşçısıyım. Mutfağımda pişenleri okuyucularımla da paylaşmak benim hobim. Yanı sıra hayata dair pek çok konuda sizlerle birlikte olmak için Sosyal Medya Kafe'deyim...
Çağın Hastalığı:Mükemmeliyetçilik Makalemi Beğendiyseniz,Aşağıdaki Sosyal Ağ Butonları Sayesinde Paylaşabilirsiniz.
💕⃕
Bence bunların sebeplerinden biri televizyon dizileri. Mükemmel evlerde yaşayan çok şık kadınlar ve yakışıklı kocalarını izliyor herkes her gece
YanıtlaSilEtkisi olduğu muhakkak. Film ve gerçeklik algısını yitirmemeli.
SilÇok teşekkür ederim fikirlerinizle destek olduğunuz için.
Sevgilerimle.
Çok doğru. En kötüsü de böyle mükemmel olsun diye bir çok zorluğa katlanarak yaptığın hiç bir iş içine sinmir. Mutlaka bir kusur görüyorsun. Ileri safhada olmasa da bazı konularda ( sadece kendi yaptıklarımda) mükemmeliyetçiyim galiba. O yüzden her kesin şıp diye rahatca yaptığı bir iş üzerinde benim sanatlarım geçiyor. 😔 Çok güzel bir yazı olmuş. Zerinde düşünmemiz lazım.
YanıtlaSilGörevlerimizi, sorumluluklarımızı yerine getirirken eksiksiz ve kesinliklikle en iyisini yapmalıyız ama tabi mükemmeliyetçilik her şeyin önüne geçip bizi mutsuz etmemeli.
SilKıymetli yorumunuz ve desteğiniz için çok teşekkür ederim.
Sevgilerimle..
Mükemmellik sıfatı hissi kaybeder cümlesine tüm kalbimle katılıyorum. Kaldı ki hayatın tam 'tıkırında' seyrettiğini ve mükemmele ulaştığımızı hissettiğimiz nadir anlarda bile mükemmel olmuyoruz, olamıyoruz. Ne yazık ki insanlık çoğu mükemmel olarak adlandırılacak şeye bile isteye kör..
YanıtlaSilVe bu noktada yitip giden kayıp zamanlar ve emeklere acıyor insan. Ve sonuç derin bir mutsuzluk. Durum böyle olunca mükemmeliyetçilik faydadan çok zarar veriyor.
SilFikirlerinizle kattığınız değer için çok teşekkür ederim.
Sevgilerimle.
Mükemmeliyetçilik hastalık gerçekten. Her şeyin mükemmel olması için aşırı efor sarf eden insanların yanında, üstüne düşen hiç bir şeyi yapmadan her şeyin mükemmel olmasını bekleyenler var ki onların durumu daha acı bence.
YanıtlaSilÜzerimize düşenleri yapmak için didinirken diğer taraftan tabiri caizse 'armut piş ağzıma düş' rahatlıhına sahip olanların durumunu da üzülebiliriz ancak. Denge gerekli sanırım. Mükemmeliyetçik ile sorumsuzluk arasında bir denge noktası olmalı.
SilYazıma desteğiniz için çok teşekkür ederim.
Sevgilerimle.
Merhaba:)
YanıtlaSilNe güzel bir konu yazmışsın. Mukemmel olabilmek için kişiliklerini kaybeden ve bununla gurur duyan insanlar var. Bazen bazı şeyler kusurlar ile mükemmel olabiliyor. Herşeyi mükemmel yapmaya çalışmak hayattan zevk almadan yaşamak gibi bence:(
Yapay, yapmacık hayatların içinde kaybolmamalı insan. 'Mış gibi' yapmanın da faydası olmaz ki kimseye. Mükemmelmiş gibi olacağına, olduğu gibi olması bence de en doğrusu.
SilÇok teşekkür ederim yorumunuz için.
Sevgilerimle..
Azı karar,çoğu zarar demiş atalarımız. Her şey mükemmel olmayabilir. Olmak zorundamı? Hayır.
YanıtlaSilBence hastalık!..
Atasözü aslında durumu güzel bir şekilde özetliyor. Her konuda aslında öyle olmalı.
SilNe sorumluluklarını bile yerine getiremeyecek kadar rahat, ne de herşey mükemmel olmalı derken hayatı avuçlarından uçuracak kadar mükemmeliyetçi olmamalı insan.
Çok teşekkür ederim yorumunuzla verdiğiniz destek için.
Sevgilerimle..
Nahidecim kalemine sağlık, bunun bir çeşit hastalık olduğuna inanıyorum ben hiç kimse bunun örneğini gösteremez olduğuna da inanmıyorum bunu hırs haline getirme çabasın da olanların zirve yapacağım derken ellerindekinden de olduğunu çok gördük.
YanıtlaSilAh bir de elindekinden olmak var değil mi ? Ben insan hayatında denge kavramının öneminin büyük olduğuna inanıyorum. Hayatımızda denge kurabilsek de kötü sonuçlar yaşanmasa...
SilÇok teşekkür ederim güzel yorumunuz için.
Sevgilerimle..
Bundan 6 yıl önce ev işleri konusunda mükemmeliyetçi biriyimdim.Mutfak dolaplarım her şey düzenli olmalı,elbise dolabında tüm kıyafetler bir hizada olmalı,evi dağınık görmeye tahammülüm yoktu.Tabii bu düzeni sağlarken kendimi çok fazla yıprattığımı ve sevdiklerime daha az zaman ayırdığımı farketmem yıllarımı aldı.Artık hiç bir şey konusunda mükemmeliyetçi değilim.Mükemmeliyetçilik insanı çok fazla yıpratıyor.Uamrım herkes kendi özeleştirisini yapar ve mükemmeliyetçi tarafını değiştirmeye başlar.
YanıtlaSilÇağın hastalığı konusunda çok güzel açıklamalar getirmişsin canım.Herkes kendine bu soruları sormalı ve herşeyin mükemmel olmaması gerektiğini anlamalı.
Emeklerine sağlık💕
Yıllar geçtikçe insan sahip olduğu en önemli değerlerden birinin de zaman olduğunu çok iyi anlıyor. Gerekli gereksiz işler yüzünden kendimizden , sevdiklerimizle geçirebileceğimiz zamandan çalıyoruz. Bunların en anlamsızlarından biri de bitmek bilmeyen ev işleri. Yeteri kadar olması kafi. Ben de eskiden olduğu gibi anlamsız detaylara takılmıyorum artık. Böyle daha mutluyum. Eşyaların mutluluğumu çalmasına izin vermiyorum. :)
SilÇocuklar ayrı, yetişkinler ayrı koşuda sistemin bizden istediklerini vermeye çalışırken hep birlikte heba oluyoruz. Sistem hep daha fazlasını istiyor halbuki, doyumsuzca. 'Yeteri kadar' ne güzel bir kavram oysa ki... Canavar hiç doymayacak çünkü. Bizim yaşamayı unutmamız ve bencilliğini beslememiz dışında hiç bir şey umurunda değil.
YanıtlaSilÇağın halledilmesi en aşılması gereken, ama hepimizin zaman zaman içinde kaybolduğumuz bir konuda yazmış ve harika bir anlatımla sunmuşsun. Emeğine sağlık.
Bir de sistemin dayatmaları var tabi. Çocuklar bile sistemin esiri olmuş durumda. Ama biz bize kalanların ve bizden gidenlerin hesabını iyi tutmak zorundayız. Zaman geri gelmiyor çünkü.
SilYazıma yorumunuzla verdiğiniz güzel destekten dolayı çok teşekkür ederim.
Sevgilerimle...
Mükemmelliyetçilik farklı bir şey bence burada bahsetiğiniz şey sanki her şeyin dört dörtlük olması isteği olabilir mi? Çünkü mükemmelliyetçilik kişiliği oluşturan sıfatlardan biridir ve gerçekten mükemmeliyetçi olan insanlar bunun gerçekten zararını görüyor. Bir şey tam olmadığı zaman sürekli rahatsızlık hissediyorlar bu ev arabadan ziyade yaptıkları iş oluyor genellikle. Bu şekilde düşünecek olursak kesinlikle haklısınız fakat yadırgamamak gerekiyor çok da aslında. Yukarıda diğer bloggerların söylediği gibi televizyondaki diziler insagram veya youtube'daki fenomenler daima hayatları harika süper gibi gösteriyorlar zamanla diğer insanlar da buna kanıp kendi hayatları da öyle olsun istiyorlar. Çünkü mutluluğu 'dört dörtlük olabildiği zaman' bulacaklarını düşünüyorlar..
YanıtlaSilFikirlerinizle yazıma getirdiğiniz bakış açısı için teşekkür ederim. Dört dörtlük kavramı ile de kesişiyor ifade ettiklerim.
YanıtlaSilİnsanın sahte hayatlara özentiyle kendini mutsuzluğa veya yapay bir mutluluğa mahkum etmesi nasıl açıklanabilir bilemiyorum.
Sevgilerimle.
Her konuda olmasa da bazı konularda böyle bir takıntım var, özellikle iş konusunda. Hata yapmayı veya ekip arkadaşlarımın hata yapmasını kabul edemiyorum.
YanıtlaSilMutlaka hepimiz yaşıyoruz bunu zaman.. Bir miktar olması da disiplin sağlar, düzen sağlar..
SilÇok teşekkür ederim.
Sevgiler..