Merhaba Sosyal Medya Kafe Okurları,
Bugün sizlere teknoloji bağımlılığı ve çocuklarda teknoloji bağımlılığı konusunda düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Cep telefonları, bilgisayarlar, tabletler, oyun konsolları vs.. Bunlar yalnızca birkaçı. Teknolojinin hızına yetişmek mümkün mü? Hızlı adımlarla koşuyor adeta. Cep telefonlarının bir modeline alışamadan yeni bir modeli çıkıyor. Yenilik iyi, güzel, hoş da; ya teknoloji bağımlılığı ? Teknolojinin çoluk çocuk, genç yaşlı demeden hepimizi bu şekilde esir almasına ne demeli? Her ne kadar kendimizce sebepler bulsak, bahaneler uydursak da çağın getirdiği bu düzene çok çabuk uyduk, uyum sağladık. Yarattığı elektromanyetik alanları göz ardı ettik. Üstelik çocuklar da gözlerini açtıkları bu teknoloji çağında ister istemez erken yaşta elektromanyetik dalgalar yayan bu cihazları tanıdılar, kullandılar, alıştılar. Zaman zaman kurallar, yasaklar, sınırlamalar da getirsek ipin ucu kaçtı. Artık onlar teknoloji çocuğu. Bizler de teknoloji yetişkinleri oluyoruz sanırım bu durumda.
Bunun kaçarı göçeri yok. Teknoloji ve teknolojik aletler artık hayatımızın bir parçası ve neredeyse vazgeçilmezi. Ve çocuklarda teknoloji bağımlılığı da giderek artan, gelecekte çocuklarımız üzerinde ne gibi etkiler bırakacağı pek de belli olmayan bir hastalık. Uzmanlara göre 12 yaş altındaki çocuklar cep telefonunu asla kullanmamalı; 13 yaş üzeri ise kısmen kullanmalı. Yani sadece acil durumlarda ihtiyaç için kullanmalılar. Gelelim uygulamaya. Günlük hayatta durum böyle mi? Hayır. Eve kapanan, koşup eğleneceği alanları daralan çocuklar teknolojik aletlerle daha çok zaman geçiriyorlar. Hatta belki ellerinden düşürmüyorlar.
Neden teknolojik aletlerin yaydığı dalgaların sebep olabileceği etkiler konusunda daha çok çocuklardan söz ediyoruz? Çünkü biz yetişkinler, belli bir yaşın üzerindekiler gelişme çağımızda bu aletleri görmedik. Sadece bilgisayar ile eğer imkan olursa okulumuzun bilgisayar odasında kısa süreli olarak karılaşabildik. Ve internet de yoktu. Cep telefonu da yoktu, sonradan yavaş yavaş yayıldı. Ama yaşı 15 veya altında olan çocuklar teknolojik aletlerin ve yaydığı dalgaların arttığı bir dünyaya gözlerini açtılar. Yetişkin veya çocuk, kimileri bu durumu dengede tutabilmekteyse de, büyük çoğunlukta bu durum teknoloji bağımlılığına dönüştü.
Biliyorum ki; çağın getirdiği etkilerden uzak durmak mümkün değil. Tam olarak bir kısıtlama veya yasaklama yoluna gitmek başka sorunlara yol açacaktır. İnsan içinde bulunduğu hayattan kopuk yaşayamaz. Teknolojik aletlerin bu kadar yaygın olduğu ve hatta faydasını da çokça gördüğümüz halde ondan uzak duramayız. Ama kontrollü ve disiplinli kullanım sağlamayı kendimiz alışkanlık haline getirir ve mümkün olduğunca çocukları da bu konuda eğitebilirsek, umarım ki teknolojiden en doğru biçimde istifade edebiliriz.
Daha çok doğal yaşam, daha çok açık alan, daha çok yüz yüze sosyal faaliyetler belki teknoloji bağımlılığına çare olabilir. Yüz yüze sosyal faaliyetler diyorum çünkü; sosyalleşmeyi de unuttuk. Sosyalleşmemizi de teknoloji esir aldı. Kapı zillerine değil, bilgisayar veya telefon tuşlarına dokunuyoruz artık. Bu da başlı başına bir sorun veya apayrı bir yazı konusu.
Sosyal Medya Kafe okurları olarak teknoji bağımlılığı konusunda düşünceleriniz nedir? Çocuklarınızı teknoloji bağımlılığından korumak için neler yapıyorsunuz ?
Unutmayalım!!! Her şey bizim elimizde.
Sevgiyle kalın.
Sibel Ordueri
Bugün sizlere teknoloji bağımlılığı ve çocuklarda teknoloji bağımlılığı konusunda düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Cep telefonları, bilgisayarlar, tabletler, oyun konsolları vs.. Bunlar yalnızca birkaçı. Teknolojinin hızına yetişmek mümkün mü? Hızlı adımlarla koşuyor adeta. Cep telefonlarının bir modeline alışamadan yeni bir modeli çıkıyor. Yenilik iyi, güzel, hoş da; ya teknoloji bağımlılığı ? Teknolojinin çoluk çocuk, genç yaşlı demeden hepimizi bu şekilde esir almasına ne demeli? Her ne kadar kendimizce sebepler bulsak, bahaneler uydursak da çağın getirdiği bu düzene çok çabuk uyduk, uyum sağladık. Yarattığı elektromanyetik alanları göz ardı ettik. Üstelik çocuklar da gözlerini açtıkları bu teknoloji çağında ister istemez erken yaşta elektromanyetik dalgalar yayan bu cihazları tanıdılar, kullandılar, alıştılar. Zaman zaman kurallar, yasaklar, sınırlamalar da getirsek ipin ucu kaçtı. Artık onlar teknoloji çocuğu. Bizler de teknoloji yetişkinleri oluyoruz sanırım bu durumda.
Bunun kaçarı göçeri yok. Teknoloji ve teknolojik aletler artık hayatımızın bir parçası ve neredeyse vazgeçilmezi. Ve çocuklarda teknoloji bağımlılığı da giderek artan, gelecekte çocuklarımız üzerinde ne gibi etkiler bırakacağı pek de belli olmayan bir hastalık. Uzmanlara göre 12 yaş altındaki çocuklar cep telefonunu asla kullanmamalı; 13 yaş üzeri ise kısmen kullanmalı. Yani sadece acil durumlarda ihtiyaç için kullanmalılar. Gelelim uygulamaya. Günlük hayatta durum böyle mi? Hayır. Eve kapanan, koşup eğleneceği alanları daralan çocuklar teknolojik aletlerle daha çok zaman geçiriyorlar. Hatta belki ellerinden düşürmüyorlar.
Neden teknolojik aletlerin yaydığı dalgaların sebep olabileceği etkiler konusunda daha çok çocuklardan söz ediyoruz? Çünkü biz yetişkinler, belli bir yaşın üzerindekiler gelişme çağımızda bu aletleri görmedik. Sadece bilgisayar ile eğer imkan olursa okulumuzun bilgisayar odasında kısa süreli olarak karılaşabildik. Ve internet de yoktu. Cep telefonu da yoktu, sonradan yavaş yavaş yayıldı. Ama yaşı 15 veya altında olan çocuklar teknolojik aletlerin ve yaydığı dalgaların arttığı bir dünyaya gözlerini açtılar. Yetişkin veya çocuk, kimileri bu durumu dengede tutabilmekteyse de, büyük çoğunlukta bu durum teknoloji bağımlılığına dönüştü.
Biliyorum ki; çağın getirdiği etkilerden uzak durmak mümkün değil. Tam olarak bir kısıtlama veya yasaklama yoluna gitmek başka sorunlara yol açacaktır. İnsan içinde bulunduğu hayattan kopuk yaşayamaz. Teknolojik aletlerin bu kadar yaygın olduğu ve hatta faydasını da çokça gördüğümüz halde ondan uzak duramayız. Ama kontrollü ve disiplinli kullanım sağlamayı kendimiz alışkanlık haline getirir ve mümkün olduğunca çocukları da bu konuda eğitebilirsek, umarım ki teknolojiden en doğru biçimde istifade edebiliriz.
Daha çok doğal yaşam, daha çok açık alan, daha çok yüz yüze sosyal faaliyetler belki teknoloji bağımlılığına çare olabilir. Yüz yüze sosyal faaliyetler diyorum çünkü; sosyalleşmeyi de unuttuk. Sosyalleşmemizi de teknoloji esir aldı. Kapı zillerine değil, bilgisayar veya telefon tuşlarına dokunuyoruz artık. Bu da başlı başına bir sorun veya apayrı bir yazı konusu.
Sosyal Medya Kafe okurları olarak teknoji bağımlılığı konusunda düşünceleriniz nedir? Çocuklarınızı teknoloji bağımlılığından korumak için neler yapıyorsunuz ?
Unutmayalım!!! Her şey bizim elimizde.
Sevgiyle kalın.
Sibel Ordueri
Devamını Oku »