Yeni nesil aşklarından, ilişkilerinden aşk yaralarından, bu sebeple depresyona girenlerden bahsetmek istiyorum bu yazımda.
Neden genel değil de yeni nesil dedim hemen onu izah edeyim. Yeni nesili yani gençleri uyarabilecek, hatalarına parmak basacak kadar gözlemci ve bilgi sahibi olsam da genel anlamda bu konu hakkında karar verecek, yönlendirecek bir bilgim ve yetkim yok. Bu iş beni aşar, Mehmet Coşkundeniz, Aşkım Kapışmak Cezmi Ersöz hatta Güzin abla'nın işi onlar:)
Gelelim konumuza. Her birimiz sosyal medyada birden fazla hesap kullanıyoruz. Facebook, Twitter, İnstagram, Linkedin vs. Arkadaş listemizde de her yaştan insan var. Benim hesaplarımda lise öğrencisi gençler var mesela, oğlumun arkadaşları. Haber kaynağıma düşen paylaşımlarını dehşetle okuyorum.
Birinden örnek vermek isterim daha açıklayıcı olabilmek adına. Genç kız henüz 17 yaşında, bir ilişki yaşamış ayrılmış. İlk paylaşımlarındaki yıkımı görseniz hayrete düşersiniz. Biten iki üç aylık ilişkisini yıllarca yaşamış, çok ödün vermiş gibi anlatıyor. Ölümden bahseden yazılar yazıyor, intihar hayali var, intikam hayali var. Yaklaşık 1 hafta sürdü bu gibi paylaşımları. Son üç gündür ise hayatına yeni birinin girmiş olduğunu anlıyorum paylaşımlardan. Ancak şöyle bir durum var, bu yeni sevgili ile ilgili paylaşımlarında da eski sevgiliye gönderme var. "İlgilenmezsen ilgilenirler-senden çok var-ben güzelim alırım" tarzında çirkin ve ucuz cümleler.
Öncelikle sık kullandığım bir cümleyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Sadece özel ilişkiler için değil bir çok ilişki için geçerli bu "kıskandırmakla tiksindirmek arasındaki o ince çizgi..." Lise öğrencisi bu kızımız o ince çizgiyi henüz fark etmemiş görünüyor (yetişkinler içinde bile bunu fark edememiş çok kişi var tabi). Eski sevgilinin dikkatini çekip belki geri dönmesi için kıskandırma eylemleri yaparken kendinden tiksindirmiş olma ihtimalini düşünmüyor bile.
Sonra 17 yaşında bu nasıl bir duygu yoğunluğu? Tamam genç, kanı kaynıyor ancak kendisine, geleceğine, oluşmamış kişiliğine ve ailesine bunu yapmaya hakkı yok. Bir ilişkiyi bitirir bitirmez diğerine başlamak, yeni ilişkisine eskisini karıştırmak kıyaslama yapmak onu nasıl zorlu bir sürece itiyor farkında bile değil. Sadece derslerinden sorumlu olması gereken yaşta onu derslerinden, istikbalinden uzaklaştıracak ilişkiler yaşaması ve bunda ısrarcı olması sadece onun suçu mu? Belki de değil!
Ailelerin ne gibi rolü var burada dersiniz? Ya fazla sıkıp bunaltmak veya tamamen özgür bırakmak ailelerin yaptığı en büyük hata bana göre. "Aman kızım/oğlum öcüler yer, gitme" diyen bir ebeveyn ile "git kızım/oğlum benim sana güvenim tam" diyen bir ebeveyn arasında hiç bir fark yok bana göre. İlk örnekteki genç yasak olanın tatlı olduğunu düşünüp arayışa giriyor, diğeri ise özgür olmanın hatalarını yaşayıp yaşatıyor. Ergen yaşların hataya meyilli yaşlar olduğunu hepimiz bilmiyor muyuz? Neden daha dikkatli olmuyoruz? Bıraktığımız boşluklar ciddi yaralara dönüşebilir bunu hiç mi hesaplamıyoruz? Benim de dediğim gibi lise öğrencisi bir oğlum var ona hissettirmeden bu dengeyi kurmak için çabalıyorum. Asla sıkmıyorum ama ona sonsuz bir özgürlükte tanımıyorum. Ne kadar dikkat etsem de hala endişelerim büyük, çünkü en tehlikeli yaşları geçiyor şu an.
Yazımı okuyan gençlere sesleniyorum buradan; lütfen genç olduğunuzu, sorumluluğunuzun büyük olduğunu aklınızdan çıkarmayın. İlla ki ilişkileriniz olacak ama ölçüsünü lütfen koruyun. Size, geleceğinize ve ailenize gelebilecek zararları lütfen hesaplayın. İleride çocuklarınıza torunlarınıza anlatacak tertemiz bir gençliğiniz, geçmişiniz olsun. Siz bizim istikbalimizsiniz, umudumuzsunuz unutmayın.
Sevgiler
Yazar Hakkında:Nihal Yeşiltaç Oran. İstanbul'da yaşıyor ve çalışıyorum. Bir müzik yapım firmasının basın ve halkla ilişkilerini yürütüyorum. Mesam üyesiyim. Uzun yıllardır köşe yazarlığı yapıyorum. Hüzün Sarısı isminde bir yaşam blogum var. Evliyim iki evlada sahibim. Az uyuyup çok çalışanlardanım.
Neden genel değil de yeni nesil dedim hemen onu izah edeyim. Yeni nesili yani gençleri uyarabilecek, hatalarına parmak basacak kadar gözlemci ve bilgi sahibi olsam da genel anlamda bu konu hakkında karar verecek, yönlendirecek bir bilgim ve yetkim yok. Bu iş beni aşar, Mehmet Coşkundeniz, Aşkım Kapışmak Cezmi Ersöz hatta Güzin abla'nın işi onlar:)
Gelelim konumuza. Her birimiz sosyal medyada birden fazla hesap kullanıyoruz. Facebook, Twitter, İnstagram, Linkedin vs. Arkadaş listemizde de her yaştan insan var. Benim hesaplarımda lise öğrencisi gençler var mesela, oğlumun arkadaşları. Haber kaynağıma düşen paylaşımlarını dehşetle okuyorum.
Birinden örnek vermek isterim daha açıklayıcı olabilmek adına. Genç kız henüz 17 yaşında, bir ilişki yaşamış ayrılmış. İlk paylaşımlarındaki yıkımı görseniz hayrete düşersiniz. Biten iki üç aylık ilişkisini yıllarca yaşamış, çok ödün vermiş gibi anlatıyor. Ölümden bahseden yazılar yazıyor, intihar hayali var, intikam hayali var. Yaklaşık 1 hafta sürdü bu gibi paylaşımları. Son üç gündür ise hayatına yeni birinin girmiş olduğunu anlıyorum paylaşımlardan. Ancak şöyle bir durum var, bu yeni sevgili ile ilgili paylaşımlarında da eski sevgiliye gönderme var. "İlgilenmezsen ilgilenirler-senden çok var-ben güzelim alırım" tarzında çirkin ve ucuz cümleler.
Öncelikle sık kullandığım bir cümleyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Sadece özel ilişkiler için değil bir çok ilişki için geçerli bu "kıskandırmakla tiksindirmek arasındaki o ince çizgi..." Lise öğrencisi bu kızımız o ince çizgiyi henüz fark etmemiş görünüyor (yetişkinler içinde bile bunu fark edememiş çok kişi var tabi). Eski sevgilinin dikkatini çekip belki geri dönmesi için kıskandırma eylemleri yaparken kendinden tiksindirmiş olma ihtimalini düşünmüyor bile.
Sonra 17 yaşında bu nasıl bir duygu yoğunluğu? Tamam genç, kanı kaynıyor ancak kendisine, geleceğine, oluşmamış kişiliğine ve ailesine bunu yapmaya hakkı yok. Bir ilişkiyi bitirir bitirmez diğerine başlamak, yeni ilişkisine eskisini karıştırmak kıyaslama yapmak onu nasıl zorlu bir sürece itiyor farkında bile değil. Sadece derslerinden sorumlu olması gereken yaşta onu derslerinden, istikbalinden uzaklaştıracak ilişkiler yaşaması ve bunda ısrarcı olması sadece onun suçu mu? Belki de değil!
Ailelerin ne gibi rolü var burada dersiniz? Ya fazla sıkıp bunaltmak veya tamamen özgür bırakmak ailelerin yaptığı en büyük hata bana göre. "Aman kızım/oğlum öcüler yer, gitme" diyen bir ebeveyn ile "git kızım/oğlum benim sana güvenim tam" diyen bir ebeveyn arasında hiç bir fark yok bana göre. İlk örnekteki genç yasak olanın tatlı olduğunu düşünüp arayışa giriyor, diğeri ise özgür olmanın hatalarını yaşayıp yaşatıyor. Ergen yaşların hataya meyilli yaşlar olduğunu hepimiz bilmiyor muyuz? Neden daha dikkatli olmuyoruz? Bıraktığımız boşluklar ciddi yaralara dönüşebilir bunu hiç mi hesaplamıyoruz? Benim de dediğim gibi lise öğrencisi bir oğlum var ona hissettirmeden bu dengeyi kurmak için çabalıyorum. Asla sıkmıyorum ama ona sonsuz bir özgürlükte tanımıyorum. Ne kadar dikkat etsem de hala endişelerim büyük, çünkü en tehlikeli yaşları geçiyor şu an.
Yazımı okuyan gençlere sesleniyorum buradan; lütfen genç olduğunuzu, sorumluluğunuzun büyük olduğunu aklınızdan çıkarmayın. İlla ki ilişkileriniz olacak ama ölçüsünü lütfen koruyun. Size, geleceğinize ve ailenize gelebilecek zararları lütfen hesaplayın. İleride çocuklarınıza torunlarınıza anlatacak tertemiz bir gençliğiniz, geçmişiniz olsun. Siz bizim istikbalimizsiniz, umudumuzsunuz unutmayın.
Sevgiler
Yazar Hakkında:Nihal Yeşiltaç Oran. İstanbul'da yaşıyor ve çalışıyorum. Bir müzik yapım firmasının basın ve halkla ilişkilerini yürütüyorum. Mesam üyesiyim. Uzun yıllardır köşe yazarlığı yapıyorum. Hüzün Sarısı isminde bir yaşam blogum var. Evliyim iki evlada sahibim. Az uyuyup çok çalışanlardanım.
Devamını Oku »