Merhaba
Bugün sizlere blog yazarlarının sosyal medya hesabı kullanımındaki başarıları, başarısızlıkları ve sosyal medya hesaplarının ne şekilde kullanılması gerektiğini yazacağım. Tabi ben her zaman dediğim gibi otorite değilim. Bunlar yine Hüzün Sarısı saptamalar.
Öncelikle bir takipçi sorunsalı var ki evlere şenlik. İnstagramdan bahsediyorum. Her birimiz 'aman takipçim çoğalsın?' diye bir telaş halindeyiz. Tabi bu çok normal bir durum. Bu durumu anormal yapan ise takipçiyi yaptıkları ile çekenler değil de, program veya para aracılığı ile alanlar. Bu nokta çok ciddi bir nokta aslına bakarsanız. Bir kozmetik blogunu ele alalım; bazen markalarla ortak çalışmalar yürütürler, yürütürüz. Burada markanın ilk baktığı yer takipçi sayısı. Gerçek mi değil mi çok önemsemez bir çok marka. Örnekleri de az değil. Misal, instagramda 40 bin takipçisi olan bir bloggera teklif ile gider. Bilmezler ki 35 bin tanesi sahte takipçi. Aslında 300 paylaşımı olan 5 aylık bir instagram hesabı matematik olarak 40 bin takipçiye sahip olamaz, bunu hesaplamaz bile pr şirketi veya marka. Zaten fotoğraflarına kendi programla beğeni de basıyor sözde blogger oldu bitti bu alışveriş. Hele o kişinin bloguna bakmayı hiç düşünmez bile. En son 2 ay önce ya bir basın bülteni ya da bumerang yazısı var hepsi bu. Şimdi bu şahıs blogger, markalarla çalışıyor. Twitter hesaplarına baktıkları bile yok çünkü popüler olan instagram. Markalar da önemsemediğine göre?
Diğer tarafta blogunu güncel tutan, aktif olan instagram hesabı 5 bin takipçili ve hepsi organik. Bu kişilerin de birkaç kemik takipçisi dışında emekleri heba olmuş oluyor bu durumda. Markanın dikkatini bile çekmiyorlar, tüm samimiyetlerine ve herşeyi organik gerçekleştirmelerine rağmen. Şimdi bu iki örnekten hangisi instagram hesabını doğru kullanıyor sizce? Bu bölümü okurken aklınızda isimlerin uçuştuğunu biliyorum.
İnstagramdan bahsetmişken; fotoğraf konusu çok önemli ki zaten instagram fotoğraf paylaşım sitesi. Blogger kişi fotoğraf paylaşıyor, olay! Basmış flaşı ışıl ışıl yanıyor ve nasıl itici. Bir diğeri ürün paylaşıyor ama ürünün adı bile okunmuyor, uzakta bişey var ama ne belli değil! Bir diğeri sürekli çekiliş fotoğrafları paylaşmış, kötü kötü görseller. Üzerinde eşek kadar 'çekiliş' diye yazıyor. Ayrıca bir blogger sürekli aile fotoğrafları paylaşmamalı. Takipçiyi ailesi değil yaptığı işler ilgilendiriyor çünkü. Ve çünkü orası şahsi hesabı değil. Bu gibi örnekler çoğaltılabilir.
Twitter'ı zaten unuttuk komple. Ciddi anlamda bu platformu kullanan kişi o kadar az ki! Eğer facebook hesabına bağlı ise orada paylaştığı şeyler otomatik olarak düşüyor twitter akışına. Onun dışında bir hareket yok. Oysa gerektiği gibi kullanılırsa tüm sosyal medya hesapları içinden en faydalısı twitter, bir düşünün derim.
Google+ gücü de azımsanmayacak kadar önemli. Hem oradaki hesabımız hem de takibinde olduğumuz gruplardaki paylaşımlarımız. Twitter'dan biraz daha iyi olsa da oradaki hareket yine de olması gerektiği gibi değil.
Facebook ise aslında tam bir facia. Neden mi? 'Zaman tüneli' macerasından sonra hayran sayfalarına kısıtlama geldi. Mesela benim sayfamda 29 bin gibi beğeni var ancak bu kişilerin haber kaynağına çok az paylaşım düşüyor ve benim paylaşımları 1000 kişi bile görmüyor. Bunun çözümünü yeni öğreniyorum eğer emin olursam paylaşmaktan çekinmem. Bu platformda sadece kendi facebook hesabınız işe yarayabilir arkadaşlarınızın desteği ile. Ne kadar az paylaşım yaparsanız, ne kadar seyrek paylaşım yaparsanız bu size zarar olarak geri döner. Çünkü site sizi unutur ve arkadaş listenizdeki insanların haber kaynağına paylaşımlarınızı düşürmez.
Ve Snapchat. Bomba gibi düştü internet dünyasına. Bu mobil uygulama bloggerlar tarafından da çok sevildi. Sadece şunu anlamadım. Biten ürünleri hakkında bilgiyi neden Snapchat'te verir ki bir blogger? 24 saat sonra silinecek hepsi. Herhangi bir yerde, bir aramada tüketicinin ulaşması mümkün değil. Peki neden? Ben buna bir cevap bulamadım. Anlık paylaşımlar yapılır tabi. Şu ürünü kullanıyorum, denemeye başladım vs ama sonuçların orada ne işi var?
Aslına bakarsanız bir çok örnekle sayfalarca yazabilirim ben ama siz okumaktan yorulursunuz:)
Diyeceğim o ki, sosyal medya platformları blog yazarları için dipsiz kuyu. Eğer doğru kullanırsak ciddi faydası olur her birimize. Benim de eksiklerim var tabi ama inşallah tamamlanacak çünkü onları saptadım.
Son olarak yukarıda verdiğim örnek yeni blog yazarlarına model olmasın. Çok takipçi=çok marka şeklinde. O sahte takipçi alıp, fotoğraflarına sahte beğeni kullananlar ile ilgili konuşulanları duysanız insanlığınızdan utanırsınız.
Sevgiler
Yazar Hakkında:Nihal Yeşiltaç Oran. İstanbul'da yaşıyor ve çalışıyorum. Bir müzik yapım firmasının basın ve halkla ilişkilerini yürütüyorum. Mesam üyesiyim. Uzun yıllardır köşe yazarlığı yapıyorum. Hüzün Sarısı isminde bir yaşam blogum var. Evliyim iki evlada sahibim. Az uyuyup çok çalışanlardanım.
Bugün sizlere blog yazarlarının sosyal medya hesabı kullanımındaki başarıları, başarısızlıkları ve sosyal medya hesaplarının ne şekilde kullanılması gerektiğini yazacağım. Tabi ben her zaman dediğim gibi otorite değilim. Bunlar yine Hüzün Sarısı saptamalar.
Öncelikle bir takipçi sorunsalı var ki evlere şenlik. İnstagramdan bahsediyorum. Her birimiz 'aman takipçim çoğalsın?' diye bir telaş halindeyiz. Tabi bu çok normal bir durum. Bu durumu anormal yapan ise takipçiyi yaptıkları ile çekenler değil de, program veya para aracılığı ile alanlar. Bu nokta çok ciddi bir nokta aslına bakarsanız. Bir kozmetik blogunu ele alalım; bazen markalarla ortak çalışmalar yürütürler, yürütürüz. Burada markanın ilk baktığı yer takipçi sayısı. Gerçek mi değil mi çok önemsemez bir çok marka. Örnekleri de az değil. Misal, instagramda 40 bin takipçisi olan bir bloggera teklif ile gider. Bilmezler ki 35 bin tanesi sahte takipçi. Aslında 300 paylaşımı olan 5 aylık bir instagram hesabı matematik olarak 40 bin takipçiye sahip olamaz, bunu hesaplamaz bile pr şirketi veya marka. Zaten fotoğraflarına kendi programla beğeni de basıyor sözde blogger oldu bitti bu alışveriş. Hele o kişinin bloguna bakmayı hiç düşünmez bile. En son 2 ay önce ya bir basın bülteni ya da bumerang yazısı var hepsi bu. Şimdi bu şahıs blogger, markalarla çalışıyor. Twitter hesaplarına baktıkları bile yok çünkü popüler olan instagram. Markalar da önemsemediğine göre?
Diğer tarafta blogunu güncel tutan, aktif olan instagram hesabı 5 bin takipçili ve hepsi organik. Bu kişilerin de birkaç kemik takipçisi dışında emekleri heba olmuş oluyor bu durumda. Markanın dikkatini bile çekmiyorlar, tüm samimiyetlerine ve herşeyi organik gerçekleştirmelerine rağmen. Şimdi bu iki örnekten hangisi instagram hesabını doğru kullanıyor sizce? Bu bölümü okurken aklınızda isimlerin uçuştuğunu biliyorum.
İnstagramdan bahsetmişken; fotoğraf konusu çok önemli ki zaten instagram fotoğraf paylaşım sitesi. Blogger kişi fotoğraf paylaşıyor, olay! Basmış flaşı ışıl ışıl yanıyor ve nasıl itici. Bir diğeri ürün paylaşıyor ama ürünün adı bile okunmuyor, uzakta bişey var ama ne belli değil! Bir diğeri sürekli çekiliş fotoğrafları paylaşmış, kötü kötü görseller. Üzerinde eşek kadar 'çekiliş' diye yazıyor. Ayrıca bir blogger sürekli aile fotoğrafları paylaşmamalı. Takipçiyi ailesi değil yaptığı işler ilgilendiriyor çünkü. Ve çünkü orası şahsi hesabı değil. Bu gibi örnekler çoğaltılabilir.
Twitter'ı zaten unuttuk komple. Ciddi anlamda bu platformu kullanan kişi o kadar az ki! Eğer facebook hesabına bağlı ise orada paylaştığı şeyler otomatik olarak düşüyor twitter akışına. Onun dışında bir hareket yok. Oysa gerektiği gibi kullanılırsa tüm sosyal medya hesapları içinden en faydalısı twitter, bir düşünün derim.
Google+ gücü de azımsanmayacak kadar önemli. Hem oradaki hesabımız hem de takibinde olduğumuz gruplardaki paylaşımlarımız. Twitter'dan biraz daha iyi olsa da oradaki hareket yine de olması gerektiği gibi değil.
Facebook ise aslında tam bir facia. Neden mi? 'Zaman tüneli' macerasından sonra hayran sayfalarına kısıtlama geldi. Mesela benim sayfamda 29 bin gibi beğeni var ancak bu kişilerin haber kaynağına çok az paylaşım düşüyor ve benim paylaşımları 1000 kişi bile görmüyor. Bunun çözümünü yeni öğreniyorum eğer emin olursam paylaşmaktan çekinmem. Bu platformda sadece kendi facebook hesabınız işe yarayabilir arkadaşlarınızın desteği ile. Ne kadar az paylaşım yaparsanız, ne kadar seyrek paylaşım yaparsanız bu size zarar olarak geri döner. Çünkü site sizi unutur ve arkadaş listenizdeki insanların haber kaynağına paylaşımlarınızı düşürmez.
Ve Snapchat. Bomba gibi düştü internet dünyasına. Bu mobil uygulama bloggerlar tarafından da çok sevildi. Sadece şunu anlamadım. Biten ürünleri hakkında bilgiyi neden Snapchat'te verir ki bir blogger? 24 saat sonra silinecek hepsi. Herhangi bir yerde, bir aramada tüketicinin ulaşması mümkün değil. Peki neden? Ben buna bir cevap bulamadım. Anlık paylaşımlar yapılır tabi. Şu ürünü kullanıyorum, denemeye başladım vs ama sonuçların orada ne işi var?
Aslına bakarsanız bir çok örnekle sayfalarca yazabilirim ben ama siz okumaktan yorulursunuz:)
Diyeceğim o ki, sosyal medya platformları blog yazarları için dipsiz kuyu. Eğer doğru kullanırsak ciddi faydası olur her birimize. Benim de eksiklerim var tabi ama inşallah tamamlanacak çünkü onları saptadım.
Son olarak yukarıda verdiğim örnek yeni blog yazarlarına model olmasın. Çok takipçi=çok marka şeklinde. O sahte takipçi alıp, fotoğraflarına sahte beğeni kullananlar ile ilgili konuşulanları duysanız insanlığınızdan utanırsınız.
Sevgiler
Yazar Hakkında:Nihal Yeşiltaç Oran. İstanbul'da yaşıyor ve çalışıyorum. Bir müzik yapım firmasının basın ve halkla ilişkilerini yürütüyorum. Mesam üyesiyim. Uzun yıllardır köşe yazarlığı yapıyorum. Hüzün Sarısı isminde bir yaşam blogum var. Evliyim iki evlada sahibim. Az uyuyup çok çalışanlardanım.
Devamını Oku »