Her insanın kendisini mutlu ettiği şeyler vardır kimi insanı bir koku, bir resim, bir söz ,bir eşya, mutlu eder. Veee bazılarımızı yağmurdan kalanlar etkiler. Yağmur öyle bir huzur ki izlemeye doyamıyor insan. Sesinde bile bir huzur var. Yağmur yağdığında hemen yağmur maduna geçiyorum acaba benim gibilerde var mı ? merak ediyorum.😊
Sıcacık kahvemi alıyorum hemen , yanıma birde en sevdiğim kitabımı.Yumuşacık battaniyenin içinde köşe koltuğumun üstüne oturuyorum perdemi sonuna kadar açıyorum. Biraz klişe birazda romansı oldu ama gerçekten yağmur dedin mi ilk aklıma bunlar geliyor. Hani kitabı nerde okumayı seversin? Diye bir soru sorsalar bana hemen yağmurun sesiyle okumayı çok severim derdim. Yağmur hafiften yavaşlayınca pıt pıt sesler gelmeye başlayınca pencere açılır evin içine ruhunu ferahlatan bir koku yayılır.
Bu koku ne ola? Tabiki de toprak kokusu dışarı çıkıp toprağı yiyesi geliyor insanın kendini tutman çok zor. İlk yağmurdan kalan şey toprak kokusudur. İkinci geriye kalan ise havanın saf ve berrak oluşu. Havanın kırık soğukluğu insanı hep pozitif etkiliyor. Güneşli havayı çoğu insan daha çok sever ama tam tersi ben kapalı havayı öğleden başlayıp yavaş yavaş kararan havayı daha çok seviyorum. Bazı tanıdığım insanlar anlatırdı çok daraldıklarını nefesleri kesilirmiş o denli sevmezlermiş kapalı havayı nasıl olur bilmiyorum benim içimi ferahlatıyor ruhum temizleniyor. Yağmur yağdıktan sonra yapmak istediklerim arasında orman yürüyüşü var.
Yağmurdan geriye kalanlar arasında orman yürüyüşü de mevcut. Kendini miss gibi kokan ağaçların yaprakların arasına atıp organik huzuru bulacaksın. Ne güzel olurdu. Bir de apartmanların arasından sıyrılıp müstakil evlerde yaşayan insanlar daha bir şanslı geliyor bana yağmur yağdığında bahçenin kamelyasında ailece semaver çayını içmek oh be bugün yağmura dair içimde ne varsa döktüm sizlere. İnsan sevdikleri şeyleri anlatmaya doyamıyormuş bende öyle oldum galiba yazdıkca yazasım geldi bir anda.Burada noktayı koyayım yoksa bir satır aşağı daha derken devam edecek.
Hoşcakalın.🙋
Okumuş olduğunuz kişisel blog yazısı, sosyalmedyakafe.com için Girift Blogun yazarı tarafından hazırlanmıştır.
Sıcacık kahvemi alıyorum hemen , yanıma birde en sevdiğim kitabımı.Yumuşacık battaniyenin içinde köşe koltuğumun üstüne oturuyorum perdemi sonuna kadar açıyorum. Biraz klişe birazda romansı oldu ama gerçekten yağmur dedin mi ilk aklıma bunlar geliyor. Hani kitabı nerde okumayı seversin? Diye bir soru sorsalar bana hemen yağmurun sesiyle okumayı çok severim derdim. Yağmur hafiften yavaşlayınca pıt pıt sesler gelmeye başlayınca pencere açılır evin içine ruhunu ferahlatan bir koku yayılır.
Bu koku ne ola? Tabiki de toprak kokusu dışarı çıkıp toprağı yiyesi geliyor insanın kendini tutman çok zor. İlk yağmurdan kalan şey toprak kokusudur. İkinci geriye kalan ise havanın saf ve berrak oluşu. Havanın kırık soğukluğu insanı hep pozitif etkiliyor. Güneşli havayı çoğu insan daha çok sever ama tam tersi ben kapalı havayı öğleden başlayıp yavaş yavaş kararan havayı daha çok seviyorum. Bazı tanıdığım insanlar anlatırdı çok daraldıklarını nefesleri kesilirmiş o denli sevmezlermiş kapalı havayı nasıl olur bilmiyorum benim içimi ferahlatıyor ruhum temizleniyor. Yağmur yağdıktan sonra yapmak istediklerim arasında orman yürüyüşü var.
Yağmurdan geriye kalanlar arasında orman yürüyüşü de mevcut. Kendini miss gibi kokan ağaçların yaprakların arasına atıp organik huzuru bulacaksın. Ne güzel olurdu. Bir de apartmanların arasından sıyrılıp müstakil evlerde yaşayan insanlar daha bir şanslı geliyor bana yağmur yağdığında bahçenin kamelyasında ailece semaver çayını içmek oh be bugün yağmura dair içimde ne varsa döktüm sizlere. İnsan sevdikleri şeyleri anlatmaya doyamıyormuş bende öyle oldum galiba yazdıkca yazasım geldi bir anda.Burada noktayı koyayım yoksa bir satır aşağı daha derken devam edecek.
Hoşcakalın.🙋
Okumuş olduğunuz kişisel blog yazısı, sosyalmedyakafe.com için Girift Blogun yazarı tarafından hazırlanmıştır.
Devamını Oku »